Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Dorukhan Büyükışık davasında dosya birleştirme kararı!

İZMİR’de 2018 yılında inşaat şantiyesinde Dorukhan Büyükışık’ın (26) ölü bulunmasıyla ilgili 8 polis memurunun ‘Görevi kötüye kullanma’ suçundan yargılandığı davada mahkeme, mevcut dosyanın, devam eden cinayet dosyasıyla birleştirilmesi için 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.

İZMİR'de 2018 yılında inşaat şantiyesinde Dorukhan Büyükışık'ın (26) ölü bulunmasıyla

Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir Narlıdere’de 13 Mayıs 2018 yılında Tanyer İnşaat’a ait Bulut Orman Evleri şantiye sahasında ölü bulunan 26 yaşındaki Dorukhan Büyükışık’ın davası, “intihar” kaydıyla kapatılmıştı. Dosya yeniden açıldı, 5 şantiye çalışanı “kasten öldürme” suçundan müebbet istemiyle yargılanıyor.

Aynı olayda ihmali bulunan 8 polis hakkında da “görevi kötüye kullanma” suçundan dava açıldı. Polis memurları komiser Atakan K. (43), komiser Deniz A. (35), polis memuru Duygu Ö. (34), polis memuru Fikret S., polis memuru Halil A. (54), komiser yardımcısı Hüseyin V. (48), Emniyet Müdürü İsmail K. (58) ve polis memuru Musa E. (54) hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Davanın ikinci duruşması 21 Mayıs’ta gerçekleşen davanın ikinci duruşması bugün İzmir 2’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Mahkeme dosyaları birleştirme kararı verdi ve 21. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Tanık olay yerini anlattı

Duruşmada Tanık Barış A., olay gününü anlattı. Barış A. İfadesinde, “Sanıklardan Deniz ve Atakan Beyi tanıyorum. İnşaat alanına giden ekipteydim. Narlıdere İlçesine yakındık. Ölüm olayı bildirildi. İlçe ekipleri ihbarı alınca gider, ilçe ekiplerinin verdiği bilgi sonrasında asayişe yönlendirilir. Biz cinayet büroda çalıştığımız için şüpheli ölüm olarak ilk baktık. Savcı bey bizden sonra geldiler. Yanımda polis memuru Kamil D. vardı. Şüphe, bu tarz olaylarda doktorların verdiği bilgiye göre olur. Doktor ‘şüpheli ölüm’ derse savcılar cinayet büronun gitmesini ister. Biz o gün olayın şüpheli ölüm olarak değerlendirildiği bilgisini alınca olay yerine hemen gittik. Büyük bir inşaat alanına gittik. İnşaat alanında temel alanı vardı, yapı henüz başlamamıştı. Bir inşaat da yarımdı. Biz yolu yürüyerek çıktık. Yolun sağında araç gördüm ama ilgilenmedim. İnşaat önünde ilçe ekipleri vardı. Kalabalık değildi. İnşaat alanında vefat eden şahsı gördüm. Sırtüstü yatıyordu. Bir alttaki inşaatın bulunduğu yükseltiye yakındı. Aracın ölene ait olduğu söylendi. Yukarıda bir telefondan bahsedildi ama ben yukarıya çıkmadım. Ali O. İsimli kişiyi tanımıyorum. Hakkı U.’yu tanımıyorum. Kamerada görüntü açıktı ama karanlıktı. Görüntüleri geriye sarıp izlemedim. Olay yerine gelen savcı talimatıyla görüntüler alınır. Karanlık gece görüntüsü hatırlıyorum. Ölü muayene işlemi bittikten sonra savcı bey tutanak tuttu ve ayrıldık. Olayın intihar mı cinayet mi olduğu kanısı bizde oluşmadı. Her gördüğümüz cesette açık yara bakarız. Bunu gözle göreceğim için bizim cinayettir dememiz ya da demememiz bir şeyi değiştirmez. Vefat eden kişide açık yara yoktu” dedi.

Baba Ethem Büyükışık’ın avukatı ise, “Savcılık ifadesinde tanık, ‘kamera görüntüleri açıldığında görevlilerle gittik diyor. Bu görevliler İsmail K. Miydi?” sorusunu yöneltti.

Tanık Barış A. İse, “İsmail K. Değildi. Ancak o sırada kiminle yürüdüğümü hatırlamıyorum. Bekçi yerine araştırmadan bir arkadaş da belki gelmiştir” dedi.

Savcı söylemeden parmağınızı kıpırdatmıyor musunuz?

Büyükışık’ın avukatı, “Ortada bir cinayet var. Savcı demeden parmağınızı kımıldatmıyor musunuz?” sorusunu sordu. Tanık Barış A. İse, ‘Siz soru mu soruyorsunuz, beni ilişkilendirmeye mi çalışıyorsunuz? Polis kolluk kuvvetidir. Fikir beyan etme gibi görevi yok. Savcı oraya o yüzden geldi” dedi.

Sizin arkanıza sığınıyorlar

Büyükışık’ın avukatı, “Hakime Hanım, sizin arkanıza sığınıyorlar” dedi. Hakim ise, “Benim arkam boş” yanıtını verdi.

Büyükışık’ın avukatları tanık Barış A.’nın ifadelerinde çelişki olduğunu dile getirdi.

Cinayet büro olayı kapattı

Sanık polislerin yalan söylediğini dile getiren Ethem Büyükışık ise, “Burada bulunan sanıklar olayın ciddiyetinin farkında değil. 6 soruşturmadan bir tanesi de kasten öldürme. Bu dava içinde çok sayıda 34 polis bu suça bulaşmış. Saat 00.52’de oğlum yürüyüş yapmak için yola çıkıyor, aracını park ediyor. Burada biz gece görüntülerini izlediğimiz zaman Tanyer İnşaat sahipleri tarafından sahte delil olarak 8 dakikalık görüntü 2 ayrı kameradan olaydan 13 gün sonra Ünal Y. İsimli polise elden teslim edildi. O gece Dorukhan’ın arabasının yanına başka araç geliyor. Dorukhan yukarı doğru çıkıyor. 01.29’da görüntüde gördüğümüz yere geliyor. Burada 10 saniye biriyle görüşüyor. Arabaya geliyor ve sağ taraftan bir şey alıyor. Firmalar verdiği raporda 8 dakikalık görüntüsünün meta verileri silinmiş. Görüntü gerçek ama üzerindeki tarih ve saat sahte, sonradan yapıştırılmış. Cinayet saatinden eminiz. Tüm yetkililer burada kamera görüntüleri bize ait değildi diyor. Herkes suçu birbirine atmaya çalışıyor. Çocuğun oraya girmesini engelleyen bir ibare de yok. Bu çocuk zaten gir içeri deseniz de girmez. Aşağıda biri yukarı çık demiş. Olay yerinin hiçbir yerinde bariyer yok, Nasrettin Hoca Türbesi gibi. Dorukhan’ın telefonu yere düştüğü yerde sabit kalmış. Çocuk oraya geldi ve sabah bulundu. Dorukhan’ın boğazında kesik izi var. Biz cinayet büro olarak hiçbir şey yapmadık diyorlar. Gece bekçilerinin haberi olmadan içeri kuş giremez. Cinayet mahalinde 17 kişi var. Kasten öldürme suçundan herkes işin içinde. Şirket ortağı o gün orada. Cinayet sanığı gece bekçisi, 2-4 arasında birileri tarafından alınıyor. Narlıdere İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülüyor. Arka sokağında görüşme yapılıyor. Gece ihbar yapıldı mı? Sabah yapıldı mı? Bütün polisler yalan söylüyor. 115 ve 112’ye çağrı düşmedi. Acil servise sabah saatlerinde ihbar yapılıyor. Polisler geceden itibaren orada. 7 saat boyunca ihbar yapılmıyor. Saat 8.42’de ihbar nasıl yapılıyor? Tanyer şirketin sahibi tarafından yapılıyor. İsmail Y. Emniyet müdürü ile 3 defa görüşüyor. Doktor ‘yüksekten düşme yoktur’ diyor. İsmail Y., ‘hayır yüksekten düştü’ diyor. Bir daha muayene yapılıyor, doktor yine yüksekten düşme yoktur diyor. Dorukhan’ın ölüm nedeni belli oldu. Sırtına sert cisimle vurulmuş, omurgaları kırılmış ve iç kanama meydana gelmiş. Bilerek isteyerek cinayet büro amirliği bu durumu kapattılar. Çocuğun sırtına demirle vurmuşlar. Münir Tanyer ve Taylan Tanyer bu polisleri yönetti” dedi.

Celsede söz verilen tutuksuz sanıklar, suçsuz olduklarını belirtti. Savunmaların ve beyanların ardından ara karar açıklandı. Hakim, mevcut dosyanın, devam eden cinayet dosyasıyla birleştirilmesi için İzmir 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi. (DHA)