Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Murat Kutlar
Murat Kutlar

Çocuklar duysun!!!

Afife Jale Ödül Töreni’nde Tamer Karadağlı’nın protesto edilmesi gündemde epey yer buldu. Fakat benim aklımda kalan, bu protestodan ziyade, bir süre önce Gaziantep Valiliği ziyareti sırasında sarf ettiği şu sözlerdi:
“Devlet benim için ne yapacak, bir de tersini soralım; ben devletim için ne yapacağım?”

O konuşmayı dinlerken, bu riyakârlığı bir türlü zihnimde bir yere oturtamadım. Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var:Devlet dediğimiz şey, bir binadan, bir saraydan ya da bir makam masasından ibaret değil. Devlet, halkın ortak yaşam iradesidir; bireylerin güvenliğini, refahını, eşitliğini sağlamak için var edilen bir yapıdır.

Adaletle ayakta durur, hukukla anlam kazanır, vicdanla nefes alır.
Bir ülkede devlet, ancak yurttaşına verdiği değer kadar devlettir.

Eğer insanlar adalete, eğitime, sağlığa, barınmaya ulaşamıyorsa; eğer yaşam hakkı, ifade hakkı, eşitlik hakkı gasp ediliyorsa, orada devlet dediğimiz mekanizma artık halkın değil, bir zümrenin çıkarlarını koruyan bir araca dönüşmüştür.

Tamer Karadağlı’nın o sözlerini duyduğumda aklıma ilk olarak KHK’lılar geldi. Suçlu olduklarına dair hiçbir somut delil olmadan, yalnızca ideolojik duruşları sebebiyle ihraç edilen KHK’lılar… Ardından yıllarca devlete hizmet etmiş, şimdi ise açlık sınırının altında maaşlarla geçinmeye mahkûm edilen emekliler… Sonra atanamayan öğretmenler… Yerlerine, mülakat oyunlarıyla yandaşların atandığı o gençler.
Biraz daha düşününce, üniversitelerden mezun olup yurtdışına gitmek zorunda kalanlar, her dönemde şiddete uğrayan doktorlar geldi gözümün önüne.
Devletine hizmet etmek için yangında, depremde, selde, göçükte seferber olan halklar geldi.
Devletine hizmet ederken ölen işçiler, barınacak yer bulamadığı için cemaat yurtlarına muhtaç kalan ve orada yaşamını yitiren öğrenciler geldi.
Biraz daha durdum… Belediyecilik de devlete hizmettir ama muhalif olduğu için yüzlerce gündür tutuklu bulunan belediye başkanları, gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, aydınlar…
Ve burada sayamadığım binlerce insan; devlete hizmet etmek isterken ya da ederken bizzat devlet tarafından engellenen insanlar… Hatta ağaçlar, zeytin ağaçları…

Öyle olmuyor Tamer Karadağlı… “Devletime hizmet edeyim” diyerek devlete hizmet edemiyorsun. Çünkü devlet önce bakıyor: “Benimle aynı mı düşünüyorsun, bana ne kadar yandaşsın?”
Çoğu insan, sizin gibi mezunu bile olmadığı kurumlara müdür olarak atanamıyor. Sarayın bir ucundan tutmadan “devlete hizmet” edemiyor. En yukarıdan en aşağıya kadar, hangi kademede olursa olsun, sizin ve sizin gibilerin doldurduğu kadrolar yüzünden bu çürümüşlük yaşanıyor.

Bu çürümenin sonucu olarak bu ülkenin insanları her afette, her kriz anında devletin yapamadığını yapmak zorunda kalan,kürek kürek enkaz kaldıran, soğukta battaniye dağıtan, komşusuna ekmeğini bölüşen, kendi imkanlarıyla yardım toplayan, yangında kova kova su taşıyan “devlet hizmetkarlarına” dönüşüyor. Bunu sadece hayatta kalabilmek için yapıyor.

O yüzden, herkesin ayakta kalmaya çalıştığı şu dönemde, en azından susmanız, var oluşunuzu daha anlamlı kılacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER