Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yağız Barut
Yağız Barut

İzmir Kooperatif Davası ve “Kafkaesk” Düzen

“Biri Josef K.’ya iftira atmış olmalıydı; çünkü kötü bir şey yapmadığı hâlde bir sabah tutuklandı.”

Franz Kafka’nın Dava romanı bu merak uyandıran cümleyle başlar.

Josef K., belirsiz bir suçlamayla karşı karşıyadır. Yönetimdeki otorite, suçun ne olduğunu hiçbir zaman açıklamaz ama Josef K.’nın hayatını paramparça eder ve kendisinden masumiyetini kanıtlamasını bekler.

Yazar Milan Kundera bu romanı şöyle özetler; “Dostoyevski’nin Raskolnikov’u işlediği suçun cezasını ararken, Kafka’nın Josef K.’sı aldığı cezanın suçunu arar.”

Franz Kafka’nın Dava, Şato, Dönüşüm gibi romanlarından esinlenilerek üretilen “Kafkaesk” kavramı da bireylerin, büyük otorite yapıları ve mantığa ters düşen sistemler karşısında yaşadığı çaresizliği ifade eder. Mantığın işlemediği ve kuralların kimler tarafından ne için oluşturulduğunun belli olmadığı bir evreni tanımlar.

İşte İzmir’de görülen kooperatif davası da bu “Kafkaesk” düzeni hatırlatıyor.

Bu düzen öyle bir düzen ki, Tunç Soyer’in çok değerli avukatı Murat Aydın’ın dediği gibi; içi boş ve temelsiz bir davada güneşin sıcak, suyun ıslak olduğunu anlatmaya çalışıyorsunuz.

Kooperatif davasının ilk duruşmasını 3 gün boyunca izlemiş bir gazeteci olarak gördüm ki gerçekten de Tunç Soyer’in, Şenol Aslanoğlu’nun, Heval Savaş Kaya’nın, Barış Karcı’nın ve diğer tüm tutuklu ya da tutuksuz sanıkların durumu Josef K.’ya çok benziyordu! Tüm bu insanlar, Josef K. gibi yana yakıla kendileri için istenen cezanın suçunu arıyorlardı!

Çünkü iddianamenin “aleyhe deliller” kısmında apaçık şekilde şüphelilerin “maddi menfaat sağlamadığı” yazıyordu. Maddi menfaat olmadığına ve kooperatif üyelerinden toplanan paralar birilerinin cebine girmediğine göre nitelikli dolandırıcılıktan nasıl bahsedilebilirdi? Delilsiz suç olur mu, ceza yargılaması şüphe ve ihtimal üzerine yapılabilir mi?

Kim, kime, ne zaman, ne kadar ve nasıl menfaat sağlamış, sistemden para nasıl çıkmış ve kimin cebine girmiş dosyada bu soruların hiçbirinin cevabı yok!

Sadece bu da değil!

Mesela; aynı kooperatif yönetiminde bulunan yöneticiler hakkında iddianamede aynı iddialar ve aynı deliller varken nasıl olur da biri tutuksuz diğeri tutuklu yargılanabilir!

Başka bir örnek…

Şenol Aslanoğlu 1 yıl kooperatif başkanlığı yapıp istifa etmiş ve üyeliğini de devretmişken, yerine gelenler 2 yıldan fazla süredir yönetimdeyken nasıl olur da Şenol Aslanoğlu inşaat gecikmelerinden sorumlu tutulabilir?

Ayrıca Şenol Aslanoğlu’nun başkan olduğu Örnekköy’deki koooperatiflerde inşaatlar devam ediyorken, örneğin Gaziemir ve Uzundere’de işler tamamen durmuşken nasıl olur da Aslanoğlu tutuklu, diğer kooperatif yöneticileri serbest olabilir?

Yine başka bir komedi…

3’üncü kişilere menfaatten bahsediliyor. Yani inşaatlardaki elektrik, musluk, mermer vb. işleri yapan alt yüklenicilere menfaat sağlandığı iddia ediliyor. Birincisi; bu kişilerin hiçbirine ilişkin tutuklama kararı yok! İkincisi; bu alt yükleniciler de mağdur, çünkü insanlar paralarını alamamaktan, inşaatlar durduğu için iş yapamamaktan şikayetçi! Zaten pek çoğu da bu nedenle sözleşmelerini iptal ettirmiş! Menfaat sağlanan kişi neden sözleşme iptal etsin ki!

Dosyanın içinin boş olduğunu kanıtlayan daha pek çok unsur var… Zararı giderilmiş olmasına rağmen 28 bin liralık bir temsil ağırlama/yemek faturası nedeniyle 85 gün tutuklu bulunan da bu dosyada, Sayıştay’ın önerisini uygulamak amacıyla imza atan, hatta imza atmayan da bu dosyada!

Dosyadaki eksikliği gösteren bir başka detay ise şu… Diyelim ki tüm sanıklar, nitelikli dolandırıcılık suçunu kabul etti ve cezada indirim almak için etkin pişmanlıktan yararlanacak. Yani mağduriyetleri gidermek için para ödemeyi kabul edecek. Peki ne kadar ödeyecek? İşte, zararın ne olduğuna dair dosyada hiçbir tespit yapılmamış. Çünkü dolandırıcılığın ne olduğuna dair bir veri yok! Yani sanıklar etkinlik pişmanlık yükümlülüklerini dahi kullanamaz durumda!

İddianameye ilişkin en çarpıcı noktalardan biri ise şu…

Temelde bu dava, inşaatların gecikmesi nedeniyle başladı. Ancak bu tür “alacak verecek” davaları yalnızca ticari hukuk mahkemelerinin konusu olabilir. Öyle ki dosyada da sık sık Türk Ticaret Kanunu’na ve Türk Borçlar Kanunu’na atıf yapılıyor. Dolayısıyla yalnızca ticaret davası açılması gerekirken, delilsiz şekilde “ceza davası” açmak büyük bir zorlama ve art niyet olarak değerlendiriliyor!

Evet… Bitmemiş inşaatlar nedeniyle gecikmeler ve mağduriyetler var. Ama bunların sebebi dolandırıcılık kastı değil! Ekonomik kriz, artan maliyetler, süreci baltalamak isteyenlerin engelleri ya da hadi hiç değilse beceriksizlik deyin! Ama asla dolandırıcılık değil!

En büyük mağduriyetlerin, Cemil Tugay yönetimi tarafından sözleşmelerin tek taraflı feshi sonrasında yaşandığı da bilinen bir gerçek! Oysa İzBB, İZBETON ve kooperatifler hâlâ kurumsal varlıklarını sürdürüyor; dönüşüm projelerinin tamamlanması hâlâ mümkün. Bu gerçekleşirse -ki iyi niyet protokolleri yapılıyor- dava da kendiliğinden konusuz kalacak.

Özetle…

Dosyada şu kadar para uçtu, yok oldu, paralar şu kişilerin cebine girdi denebilecek bir tane belge yok!

Ya da üçüncü şahıslara menfaat amacıyla 5 liralık işin 25 liraya yaptırıldığını gösteren belge yok!

Yapılmamış işi yapılmış gibi gösteren naylon fatura ya da bir kere yapılmış işi iki kere yapılmış gibi gösteren mükerrer fatura yok!

Tüm ödemeler ortada, kooperatiflerin kasasından ne çıkmış ne girmiş, kasada ne kalmış belli. Bu inşaatları bitirmek için irade ortaya konulursa, bitmemesi için hiçbir neden yok!

Şimdi yeniden Josef K.’ya dönelim: Kötü bir şey yapmamış olsanız da tutuklanmanızın bir sebebi olabilir!

Adına her ne derseniz deyin; devlet, bürokrasi ya da iktidar kendine tabi olmayan, kendi çıkarlarına uymayan bireyleri yıpratmaya ve öğütmeye karar verdiyse, suçun ne olduğuna değil hedefteki “suçlu”nun kim olduğuna bakacaktır.

Mantığın ve hukukun işlemediği bu “Kafkaesk” düzende masumiyet karinesi en baştan yok olacak, herkes daha baştan suçlu ilan edilecektir. Yapılan iyi işler ise böyle kriminalize edilecek, aynı düzen sürgit sürecektir!

Ve bu düzen devam ettikçe güneşin sıcak, suyun ıslak olduğunu anlatmak için çırpınmaya devam edilecektir!

 

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER