Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Utku Çelik
Utku Çelik

Alev alev bir rant düzeni

Her yaz olduğu gibi bu yaz da ciğerlerimiz yanıyor. Televizyonlarda, sosyal medyada alevlerin sardığı ormanları, kaçışan hayvanları, küle dönen evleri izliyoruz. Birileri çıkıp bize “Küresel ısınma, kader bu” masalını anlatıyor. Bizi bu felakete alıştırmaya, kanıksatmaya çalışıyorlar. Ama biz bu yalana kanmayacağız. Gözümüzün önünde yanan ormanlarımız değil, bu çürümüş düzenin ta kendisidir.

Bakın, rakamlar ortada. Son 26 yılda çıkan orman yangınlarının %89’a yakını insan eliyle çıkmış. Yani bu bir kader değil, açık bir cinayet. Bornova Yakaköy yangınının göbeğindeydim. Yangının nasıl çıktığını biliyor musunuz? Kaçak bir yapıya kaynak yapılırken sıçrayan bir kıvılcımla… İşte size düzenin özeti: Denetimsizlik, kuralsızlık ve göz yumulan bir yağma düzeni. Mordoğan’da yanan ormanın sebebi neydi? Bakımsızlığı kader haline getirilen, özelleştirilmiş elektrik hatları.

Bu yangınlar tek tek bireysel hataların değil, sistematik bir tercihin sonucudur. Bu, sermayeyi ve rantı, halkın canının ve doğanın önüne koyan zihniyetin eseridir.

Yangınların sayısı artmıyor belki ama yanan alanlar katbekat artıyor. Neden? Çünkü mücadele edecek gücümüzü, irademizi çaldılar. Türkiye’nin yüzölçümünün altıda biri kadar olan komşumuz Yunanistan’ın 49 yangın söndürme uçağı varken, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin envanterinde sadece 27 uçak var. Uçaklarımız, helikopterlerimiz kiralık. Yani kalıcı bir çözüm yerine, birilerine para kazandıran saatlik, günübirlik “mücadeleler” tercih ediliyor. Devletin görevi, özel şirketlere ihale dağıtmak değildir; halkın canını ve malını korumaktır.

Ama en acısı, en yüzsüzcesi ne biliyor musunuz? Eskişehir’de 10 işçimizin can verdiği yangından sadece üç ay önce, Antalya’daki yangın eğitim merkezini Turizm Bakanlığı’na peşkeş çekip otel projesine çevirdiler. Binlerce personelin yangınla mücadele eğitimi alacağı bir tesisi, bir avuç turizm patronu daha fazla kâr etsin diye yok ettiler. İşte tercih budur: Halkın canı mı, bir avuç zenginin rantı mı? Onlar tercihlerini çoktan yapmışlar.

Bir yandan kameralar karşısında “Yeşil Vatan” nutukları atıyorlar, diğer yandan Meclis’te çıkardıkları yasalarla ormanlarımızı, zeytinliklerimizi, meralarımızı maden şirketlerinin, enerji patronlarının oyun alanına çeviriyorlar.

Çözüm ne anız yakan köylüyü, ne de izmarit atan vatandaşı tek başına şeytanlaştırmakta. Elbette bireysel sorumluluklarımız var. Ama asıl sorumlu, bu talan düzenini kuran ve koruyan siyasi iktidardır.
Tek çıkış yolu var: Tutarlılık. Ve bu tutarlılık, kamucu bir tutarlılıktır. Enerji dağıtımı gibi stratejik bir hizmet, kâr hırsıyla hareket eden şirketlerin insafına bırakılamaz; Yangınla mücadele, özel şirketlerin kâr kapısı değil, devletin asli ve kamusal görevi olmalıdır.

Bu yangını söndürecek olan ne kiralık uçaklar ne de timsah gözyaşlarıdır. Bu yangını söndürecek olan, halkın kendi kaderine, ormanına, suyuna, “Yeşil Vatan”ına sahip çıkma iradesidir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER