Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Erdem Şanlıtürk
Erdem Şanlıtürk

Adalet olsa n’olur? Olmasa n’olur?

Adalet insan hayatındaki en temel ihtiyaçlardan biridir; su gibi, ekmek gibi…

Bir gün bile adaletsiz kalmak insan hayatında unutulmaz izler bırakır.

Yoksunluğu derinden hissedilir, adalet olmazsa krizler başlar. Bağımlılıktır adeta. İnsan adalete bağımlı yaşar.

Peki adalet olmasa n’olur?

Dünyada yaşam başladığı ilk günden itibaren tıpkı kurt sürülerinde, sığır sürülerinde ya da insan gruplarında bir alfa karaktere ihtiyaç duyuldu. Tıpkı bir geminin tecrübeli bir kaptana ihtiyaç duyduğu gibi insanlar da onları yönetecek tecrübeli, empati kurabilen bir lidere ihtiyaç duydu.

Bu liderler Afrika’nın ücra kabilelerinden, Amerika’daki Kızılderililere, Orta Asya’daki Türk boylarından, Eskimolara kadar aynı rolleri üstlendi: Koruyucu olmak.

Liderde aranan özellikler temelde aynıydı; tecrübeli, kalkındırıcı, güçlü, yönlendirici ve her şeyden önemlisi ADİL.

Bu iktidarların toplulukta çıkan her türlü sorunda doğru kişiyi ödüllendirip, doğru kişiyi cezalandırması gerekirdi. Adalet lidere olan güveni her geçen gün artırır ciddi bir saygınlık ölçütü sayılırdı.

Adalet insan yaşamındaki en ilkel ihtiyaçlardan biridir. Mutluluk, üzüntü, heyecan bunlar birer duygudur, bu duyguları yaşatacak temel bağlamı ise adalet oluşturur.

İki bebek biberon için kavga ederse ya iki bebekten de biberonu almak, ya da iki bebeğe de biberonu vermek gerekir. Ya da o biberonu eşit saatlerde paylaştırmak gerekir.

İki çocuk bir oyuncak için ağlıyorsa da aynı, iki ergen bir telefon için kavga ediyorsa da iki yetişkin sosyal hakkı için, iki yaşlı emekli maaşı için… Bu örnekler uzar gider. Yaş ne olursa olsun adalet daima tazedir ve herkese lazımdır.

Günümüzdeki en büyük yanılgılardan biri adaletin maddileşmesidir. Maddiyat adaleti getirmez, en büyük zenginlik dahi adaletin olmadığı yerde huzur ve keyif getirmiyor. Soyut bir duygudan bahsediyoruz.

Günümüzde ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sorunlardan daha önemli bir sorun olduğu düşünüyorum, bu da gelecek kaygısı ve geleceğe olan inançsızlık.

Japonlar buna ‘’ikigai’’ yani yaşam amacı diyor. Yaşamak için bir amaç arayışında olmanın insana iyi geldiğini ve genç hissettirdiğini düşünüyor. Hayatımızı değerli kılan bir şeyler olmalı ki biz bu hayatı yaşamak için çaba sarf edelim. Halk tabirinde ‘’kaybedecek bir şey’’ diyebilirim. Kaybedecek bir şeyi olan insan hayatını yaşarken daha dikkatli olması gerektiğini biliyor.

Peki ya kaybedecek bir şeyi ya da bir yaşam amacı olmayanlar ne olacak?

Suçla erken yaşta tanışma, kontrolsüz bir yaşam, eğitimden uzak bir süreç ve hızla artan suç oranları.

Adaletin işlevsel olması için doğru kişiye, doğru zamanda ve doğru cezaların ya da ödüllerin verilmesi gerekiyor. Eğer bu ‘’doğru’’ olanı yasalara bağlı kalmadan kendi istediğimiz gibi işletirsek adalet de sanki bir sirk aslanını terbiye etmek için kullanılan kırbaca dönüşüyor. Adalet korku değil, güven veren bir temel ihtiyaçtır.

Günümüzün en yoğun konuşulan terimlerinden biri olan adalet ile ilgili konuşacak o kadar çok şey var ki… Açın ilk aklınıza gelen haber sitesini, televizyon kanalını veya sosyal medya platformunu insanların başına ne gelirse yaşam amacı olmayanlardan, yargıdan korkmayanlardan ve bunu bir itibar meselesi haline getirenlerden geliyor. Suçlu olmak itibarlı olmakla eşdeğer hale geldi, bir cenah cezaevine girmeyi gururla taşıdıkları bir madalyon gibi görüyor.

Yaşam amacı olmayan ve gelecek kaygısı gütmeyen insanlar bu ülkenin aydınlık yarınlarını yok ederken göz bile kırpmıyorlar. Kadın cinayeti işlerken, çocuklara tecavüz ederken, uyuşturucu satarken ve daha adını sayamadığım binlerce iğrenç suçları işlerken hiçbir şeyi umursamıyorlar…

Peki eşit yargının işlevini yitirdiği, cezaların güçlü bir yumruk gibi suçlunun başına inmediği, zulme uğrayan veya zarar gören insanların güvenliğinin olmadığı bir ülkede…

Can gittikten, mal çalındıktan, değer kaybedildikten sonra adalet olsa n’olur? Olmasa n’olur?

.

Not: Bundan tam beş yıl önce Avusturya’dan bayram tatili için Ankara’ya gelip alakasız iki magandanın silahlı kavgasının ortasında kalan ve kalbinden vurularak annesi ile kız kardeşinin gözleri önünde, benim de ellerimde canını veren kuzenim Seyit Ünal başta olmak üzere; gündeme gelmeyen, sesi duyulmayan, medyada yer almayan tüm insanlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve adalet duygusu tatmini diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER